Bugunkü internet sörfünün hediyesi bu fotoğraf oldu, ilk bakışta heykelimsi kayalıkları Yunanistan’daki Meteora’ya benzettim ama inceleyince öğrendiğim 1766 yılına dayanan hikayesini sizinle de paylaşayım istedim, haydi fotoğrafın götürdüğü yere gidelim;
Dresden kentinin 40 km. yakınlarındaki Ulusal Parkta 1800’lü yıllarda inşa edilen Bastei Köprüsü gerçekten göz kamaştırıcı. Ziyaretçiler bu sayede, 200 metre yüksekliğinde devasa kaya oluşumlarının arasında romantik ressamlar yolunda gezinti yapabiliyor.
Bastei Köprüsünün içinde bulunduğu ve “Saksonya İsviçresi” olarak adlandırılan Almanya’nın Çek Cumhuriyeti sınırına yakın konumdaki bölgede bulunan tuhaf kum taşı oluşumları, ülkenin en ilgi çekici manzaraları arasında. Bu harika jeolojik oluşumların Çek Cumhuriyeti sınırları içinde kalan bölümü de “Bohemya İsviçresi” olarak biliniyor.
Dresden şehrinden buraya Elbe nehrinde tarihi teknelerle yapılan romantik bir yolculukla veya trenle ulaşılabiliyor.
İsviçre’ye oldukça uzak olan bölge, neden bu isimle anılıyor diye merak edince şu bilgiler karşımıza çıkıyor; İki İsviçreli sanatçı 1766 yılında Dresden Sanat Akademisinde çalışmaya ve yakın civarda çevre gezileri yapmaya başlarlar, tuhaf kum taşı oluşumları onlara anavatanlarındaki Jura bölgesini anımsatır ve bölgeden mektuplarında “Saksonya İsviçresi” olarak bahsederler. Çeşitli basılı yayınlarda yer almasıyla bu tanım, giderek popüler hale gelir. Onların kat ettikleri “ressamlar yolu” yeniden kurgulanarak 112 kilometrelik bir güzergah haline getirilir. 1990 da milli park olarak ilan edilen bölge günümüzde sanatçılara muhteşem manzaralar sunması yanında aynı zamanda doğa sporu ile uğraşanların da gözdesi konumundadır.
Bazıları kaya tırmanışının Saksonya İsviçresi’nde keşfedildiğini söyler. Burada 100 yıl önce açılan tırmanma okulunun getirdiği kurallar “serbest tırmanış” ekolünün başlangıcı sayılıyor. (Bu stilde, teknik araçlar sadece güvenliği sağlamak içindir, tırmanış sadece çıplak el ve ayaklarla yapılır.)
Saksonya bölgesi doğa ve sanat severlerin ilgisini çokça hakediyor. Konu ile ilgili bir açıklama şöyle;
Avrupa Turizm Komisyonu (ETC) Başkanı Petra Hedorfer, Almanya’nın kuzey batısında yer alan Saksonya’nın; 700 kilometre karelik bir alanda aktif tatili tercih edenlere sonsuz seçenekler sunduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Buranın tablo gibi dağları, milli parkları, yüksek yaylaları, Elbe Gölü’nün iki kıyısındaki vadileri, kale ve ormanları ziyaretçilerde unutulmaz anlar bırakıyor. 18’nci ve 19’ncu yüzyıla ait sanat eserleri ile yaşamdan izleri de barındıran Saksonya bölgesi, birçok sanatçıya ilham veren bir doğaya sahip. Çeşitli filmlerde plato alarak da kullanılan bölgedeki Elbe kumtaşı dağlarının eteğinde bulunan 112 kilometrelik “Sanatçılar Yolu” (Malerweg) ressamlara ilham vermeye devam ediyor. Saksonya bölgesinde 1.100 yerde, 17 bin tırmanma rotası bulunduğunu anımsatan Hedorfer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bölgede 100 yıl önce başlayan çıplak ayakla dağ tırmanışı geleneği halen yaşıyor. Günümüzde ‘serbest tırmanma’ olarak adlandırılan bu sportif etkinlikte, yükseklikleri 80 ile 230 metre arasında değişen zirveler tırmanılıyor. Doğayla baş başa sportif etkinlikler yapıp, romantik, keyif dolu bir tatil yapmak isteyenleri tüm gezginlerle, evlenmek için farklı bir mekân arayanları Saksonya bölgesine davet ediyoruz.”